Jacqueline'nin ağzından anlatılan bir kitap. Okulun popüler çocuğuyla çıkıyor -Kennedy-. Lise hayatını, bu üç yıllık sevgilisi Kennedy ile sonlandırıyor. Üniversite bitiminde de evlenme konuşmaları geçiyor aralarında. Bu yüzden Jacqueline, kendi hayallerini unutup sevgilisinin peşinden üniversiteye giriyor. Bence bu yaptığı en büyük yanlışlardan biri.
Sonra ne mi oluyor? Birden -salak öküz Kennedy ondan ayrılıyor. Sap gibi kalıyor bizim kız anlayacağınız. Sonuçta bütün geleceğini sermişti, çocuğun önüne. Hem de ayrılma bahanesi biraz çapkınlık yapmak istemesi. Beyefendi yetinememiş bizim kızla. Her gün başka bir kızla olmak istiyormuş falan. Bizim kızdan ayrılırken Kennedy'i boğasım geldi resmen.
Jacqueline'nin durumu gerçekten de zor. Bunca zaman sevdiği çocuk tarafından bir şoka giriyor resmen. Bu şok ise, onu zor durumlara sokuyor. Derslerinin ve sınavlarının aksamasına neden oluyor. Bir de bizim çocuk, birçok kulübe üye. Bu da Jacqueline'nin dışlanmasına neden oluyor :(
Derslerinde kalma tehlikesi yaşayınca, Doktor Heller ona bir şans daha veriyor. Bunu da sırf, kendi kızı da aşk acısı çektiği için verdiğini açıkça dile getiriyor. Hatta Doktor Heller, bizim kıza derslerine yardımcı olması için çok iyi bir asistanını da ayarlıyor.
Sonra bir parti dönüşü kızımız arabaya binerken -salak mal çocuğun biri ( pardon kendime engel olamıyorum) -Buck oluyor kendisi- Jacqueline'e tecavüz etmeye kalkışıyor. Tam bu sırada daha adını bile bilmediğim bir kahraman, kızımızı son anda kurtarıyor. Tabi az kalsın olabilecek şeyler, Jackie'yi şoka sokuyor. Sonra kurtarıcımızla tanışıyoruz. LUCAS <3
Ancak artık Jacqueline'nin başında, birçok dert var. Çünkü başladığı işi bitiremeyen Buck, hala bizim kızın peşinde -hastalıklı çocuk ya-.
Daha fazla anlatmayacağım, yani okumanız gerekecek :D Çok çok güzel kurgulanmış bir kitap.
Ben de, birinin -hatta Lucas'ın- bana her dakika "İyi misin?" diye sormasını istiyorum şuan :) Feci kıskanmış bir durumdayım da denebilir :))
"Biri bana, Bu Kennedy'yi öpmeye benziyor mu? diye sorsa cevabım, 'Kimi?' olurdu."
"En son Jacqueline adıyla çağrıldığımdan bu yana üç yıl geçmişti ve onun için bir kenara attığım özümün parçasını geri kazanabilmek için her gün mücadele veriyordum. Vazgeçtiğim tek şey bu değildi, en önemlisi de. Sadece geri alabileceğim tek şeydi."
Hakkında öyle az şey biliyordum ki, ama su götürmez şekilde hissettiğim tek şey vardı: güvendeydim.
"Kendini baskı altında hissetme diye söylüyorum. Ya da güçsüz. Ama şu anda, seni öpmek istiyorum. Hem de çok."
"Ya seni öpseydim ve sen öpmemi istemeseydin?"
"Seni-seni ısırırdım."
"Aman Tanrım." dedi bir nefesle gözlerini kapatarak. "Neden kulağa bu kadar hoş geliyor?"
"Seninle olmayı seçmek zor bir karar değil, Jacqueline. Kolay. İnanılmaz bir şekilde kolay."
0 yorum:
Yorum Gönder