Bu seri artık beni çileden çıkarmaya başladı. Bir serinin bu kadar bağımlılık yapması gerçekten mümkün mü? Sanırım öyleymiş. Kitabı elimden bırakmak istemedim ancak hızlı bitmesini de istemiyordum. Galip gelen duygu tabiki de kitabı bir çırpıda bitirmek oldu:)
Sanırım kitabın büyük bir kısmında olacaklar tahmin edilebilirdi. Ama yine de okurken zevk aldım. Deamon ve Katy'nin aşkı daha çok ortaya çıkmaya başladıkça delirecek gibi oldum.
Benim neden bir Deamon'ım yok ki !! Kitabın sonu neydi ayrıca..? Hiç beklemeyeceğim bir şok yaşadım ve gerçekten algılayabilmek için bir kere daha okumak zorunda kaldım.MUHTEŞEMDİ! Diğer kitabın çıkmasını beklemek resmen bana acı veriyor. Beni dinleyin ve lütfen bu kitabı okuyun. Pişman olmama garantisi veriyorum :) İyi okumalar...
"İçimde az önce şeytanla anlaşma imzaladık, o da ilk doğan çocuğumuzu isteyecekmiş gibi bir his var."
Deamon kaşlarını oynattı. "Çocuk mu istiyorsun? Bunun için önce..."
"Kapa çeneni!"
Üzerinde tişört yoktu. Dışarıda bir metre kar varken o hala yarı çıplak geziyordu.
Neredeyse gözlerimi devirecektim ama bunun için gözlerimi, göğsünden... ve karnından ayırmam gerekiyordu. Cidden daha sık tişört giymeliydi.
"Ne yalan söyleyeyim, kardeşimi ne kadar sevsem de yatak odandan olmasıyla ilgili ne düşüneceğimi bilemiyorum. Bölgemi işaretlemem gerektiğini hissediyorum."
"Kapa çeneni."
"Ah şu patronluk taslaman yok mu, öldürüyor beni. Feci seksi."
Deamon'ın yüzünü görünce kıkırdadım, daha yeni edindiğim olgunluk tuzla buz oldu. "Seni özledim," diye itiraf ettim.
"Biliyorum. Bensiz yaşayamazsın."
"Sana söyleyeyim. Benim asıl mükemmel..."
"İğrençleşme."
Kıvranmama neden olacak bilmiş bir kıkırdamayla elini, kolumdan aşağıya, oradan da belimin üzerine kaydırdı, baldırımı yakalayıp, bacağımı kalçasına doladı."Sen de amma fesatsın. Her açıdan mükemmel olduğumu söyleyecektim.
"Anne.." Deamon'ın kolunu çekiştirdim. Kıpırdamadım.
Annemin yüz ifadesi aynı kaldı.
İç çektim. "Anne, sen evdeyken seks yapacak değiliz herhalde."
"Öyle mi tatlım? Seksi sadece ben evde yokken yaptığınızı bilmek güzel."
Deamon gülememek için uğraşırken öksürdü.
"...üçüncü kurala gelince, benim muhteşemliğime odaklanacağız."
Tamam. Artık kendimi tutamadım, ağzım kulaklarıma vardı. "Galiba bu kurallarla başa çıkabilirim."
"İyi edersin çünkü bu kuralları çiğneyene ceza var."
"Ne cezasıymış bu?"
Kıkırdadı. "Muhtemelen hoşuna gidecek türden."
Gözlerini devirdi. "Beni sadece vücudum için seviyorsun. İtiraf et."
"Şey, evet..."
Kirpiklerini kaldırdı, gözleri mücevher gibi parladı. "Kendimi seks objesi gibi hissediyorum."
Bir kahkaha patlattım.
Kıpırdandı, ellerini sırtımda gezdirdi. "Ama bu konuda biraz düşündüm."
"Ne zaman? Eve kadarki on dakikalık yolda mı?"
"Bence evime ev demen çok hoş."
Gülümsemesi, gözlerine yayıldı. gözlerinin açık rengi koyulaştı. "Aklıma gelmişken, burası benim evim. Tapuda benim adım yazıyor.
Deamon sokularak beni öptü ve işte, karşınızdaki kişi akıllara zarar güzellikte bir şey söylediğinde yanıt vermeye ihtiyaç olmadığını o anda öğrendim.
Ona tekrar vurdum, bu sefer daha sert bir şekilde. "Delisin sen."
"Deliliğime bayılıyorsun ama."
"Pişman olacak ya da endişe edecek bir şey yok. Bill'i kimse öldürmeyecek."
Emniyet kemerimi çözerken hafifçe güldüm. "Blake. Onun adı Blake."
Deamon kontak anahtarını çıkardı, gözlerinden neşe pırıltısı saçarak arkasına yaslandı."Ben ona ne dersem, adı o."
"Beni ödüllendirdin mi?" Güldüm. "Tanrım, sadece sen birini öpmenin ödül olduğunu düşünürsün."
"Öyle olduğunu sen de biliyorsun. Dudaklarım hayatları değiştirir, bebeğim."
"Şey, Dee, burada geçilmez levhasının olduğunun farkında mısın?"
Dikiz aynasından Dee'nin ağzının kulaklarına vardığını gördüm. "Bence o bir tavsiye, kural değil."