HER ŞEY DEĞİŞMEK ÜZERE...
Bu kitapta yazarımız yine mükemmel bir iş çıkarmış. Sanırım, sizi en çok şaşırtacak karakterimiz Deamon olacak. Çünkü öküz Deamon'ımız, romantik ve şaşırtıcı derecede iyi niyetli birine dönüşecek. Katy'e çiçekler, içecekler, kurabiyeler alacak. Öküz Deamon'ı herkes sevse de, yeni Deamon da hemen kalbimizi çalmayı başaracak. Ancak Katy, Deamon'ın ona böyle davranmasını, aralarındaki garip uzaylı bağına bağlayacak. Tabi bir de kasabaya yeni gelen çocuk Blake var. Onun da normal bir insan olmadığını, söylemeden geçemeyeceğim. Ayrıca Blake, Katy'den hoşlanmaya başlayacak ve Deamon'ın kıskançlıkları sizi çileden çıkaracak. Deamon'ın kitapta Blake'e, kendi ismi dışında her türlü seslenmesi de sizi bol bol güldürecek ve sırıtmanıza engel olamayacaksınız.Biff, Benjamin, Bradd, Boriss, Bart, Ben... Deamon sizi defalarca kahkahalara boğacak.Ayrıca çok değişik olasılıklarla karşılaşacaksınız. Demon'ın ikiz kardeşi Dawson, hala yaşıyor olabilir mi? Yaşıyorsa, ona napıyorlar? Yine çok sürükleyici bir kitap olmuş. Üçüncü kitabı okumak için sabırsızlanıyorum.Deamon gülerek ellerini havaya kaldırdı. "Ne olmuş yani? Komikti ama. Bo'nun yüzündeki ifade paha biçilemezdi. Bir de sana verdiği öpücük var ya...Neydi o be? Yunusların bile daha güzel öpüştüğünü görmüştüm."
"Onun adı Blake!"Bu kez sertçe bacağına yumruk attım."Sen de bunu adın gibi biliyorsun! Böyle davrandığına inanamıyoru"m.Ayrıca, yunus gibi de öpüşmüyor."
"Gördüğüm kadarıyla öyle öpüşüyor."
"Arkadaş olamayız demiyorum çünkü olmak istiyorum. Senden çok hoş..." Çok fazlasını söylemeden sözlerimi yarıda kestim. "Baki deminki şeyler hiç olmadı farz ediyorum. Bunu, giribin etkisine ya da beynimi zombilerin yemesine bağlayacağım."
"Yere yapışmış haldeyim. Ava çıktım. Peşindeyim." Çamaşır odasından fırladım ve koridorda hoplaya zıplaya yürümeye başladım, kollarımı, Labirent filmindeki seksi pembe kuklalardan biri gibi başımın etrafında sallıyordum. "Bir koku ve bir ses, kayboldum ve bulundum. Kurt gibi açım. Çizgi üstünde bir şey uyumsuzluk ve uyak...falan filan, la la la..." Boynuma bir sıcaklık yayıldı.
"Orada 'Uluyorum, bağırıyorum. Peşindeyim,' diyor. Falan filan demiyor."
Gür sesten ürkmüş bir şekilde çığlığı bastım ve hızla arkamı döndüm. ayağım, zeminin iyi temizlenmiş kısmında kaydı ve kıç üstü yere oturdum.
"Ayy," diye soludum göğsümü tutarak. "Galiba kalpten gidiyorum."
"Galiba kıçını kırdın." Deamon'ın sesi, kahkahayla doluydu.
Dar koridorda yere serilmiş şekilde nefes almaya çalışıyordum.
"Bu ne be? İnsanların evine elini kolunu sallayıp mı girersin sen?"
"Bir de, bir anda şarkıları katleden kızları dinler miyim? Eh, evet, adetimdir bu. Aslında bakarsan, kapıyı birkaç kez çaldım ama...şarkı söylemeni duydum ve kapın kilitli değildi." Omuz silkti. "Ben de içeri girmekte sakınca görmedim.
"Orası anlaşılıyor." Ayağa kalkıp yüzümü buruşturdum. "Of ya, belki de kıçımı kırmışımdır."
"Umarım kırmamışsındır. Kıçının hayranıyım."
Odayı geçip önümde durdu. "Isırmam."
"Sevindim."
"Tabi ısırmamı istersen o başka," diye ekledi şeytani bir gülümsemeyle.
DEAMON BLACK:
Dudaklarıma değen dudakları kıvrıldı. "Bayıldım."
İşte, yine o berbat tıkanma hissi gelmişti. Sanki göğsüme yumruk yemiş gibiydim ama iyi anlamda. İnsanın göğsüne iyi anlamda nasıl yumruk yiyebileceği beni aşıyordu ama bu duygu hoşuma gitmişti.
"Deamon."
"Cidden, ne istiyorsun?" Hemen dibimde bitti ve arkaya doğru bir adım atmak zorunda kaldım.
"Özür dilemeye geldim."
"Ne?" Şaşırmış, afallamış, kalakalmıştım. "Yine mi özür dileyeceksin? Ne diyeceğimi bilmiyorum doğrusu nutkum tutuldu."
Deamon kaşlarını çattı. "Benim de duygularım olması ve bu yüzden... neden olabileceğim şeyler yüzünden kendimi kötü hissetmemin senin için çok büyük bir sürpriz olduğunu biliyorum."
"Dur, bunu kaydetmem lazım. Bekle de telefonumu alıyım."
"Sadece sana sarılabilir miyim?"
"Bütün...bütün istediğim bu."
-Deamon Black
0 yorum:
Yorum Gönder