23 Şubat 2014 Pazar

The Coincidence of CALLİE & KAYDEN / Kitap Yorumu

Gönderen Unknown zaman: 06:11 0 yorum

Acının, aşkın, arkadaşlığın ve en önemlisi herkesin kurtulabileceğinin hikayesi...

 Tamam kitabın adı saçma gelebilir çünkü söylemesi yaklaşık bir dakikanızı alıyor. Ama değer. Kesinlikle ama kesinlikle değer. 

"In the existence of our lives, there is a single coincidence that brings us together and for a moment, our hearts beat as one."

Kayden ve Callie'nin ikisinin de geçmişlerinde yaşanmış bazı problemleri var. Bir gün Callie, Kayden'ın hayatını kurtarıyor ve daha sonra Kayden onu bir türlü aklından çıkaramıyor. Yine acıklı bir kitap. FAZLASIYLA. 

Zamanla birbirlerine karşı duydukları güven duygusu güçleniyor ve arkadaşlıkları, birbirlerine karşı hissettikleri duygular karşında duramıyor ve... Söylemeyeceğim çünkü okuyacaksınız.

"It's amazing how the things you remember forever are the things you'd rather forget and the things you desperately want to grasp onto seem to slip away like sand in the wind."

Ancak kitabın sonu neydi öyle. Birinin bana nasıl nefes alındığını tekrar hatırlatması lazım. Yine bir lanet olası Cliffhanger.



Okumanız gereken müthiş kitaplardan biri. Fazla geç kalmadan okuyun çünkü daha okumanız gereken serinin devamı var . Herkese iyi okumalar! 

“I can do pain. That’s the easy part of life. It’s everything else, happiness, laughter, love, that’s fucking complicated.”



REASON TO BREATHE / Kitap Yorumu

Gönderen Unknown zaman: 05:44 0 yorum

" In the balance of love and loss, it was love that made me struggle to... Breathe."


Oh. My. God.

Üç kelime. Sadece bu üç kelime belirdi kafamda kitap bitince. 

Duyguların o kadar yoğun olduğu bir kitap ki... Bir insanın bu kadar çok şeyi aynı anda yaşayabildiğine inanamıyorsunuz. ve karakterler... Emma, Evan, Sara, Anna...

Bu kitap Emma'nın hayatını anlatıyor. Tabi buna hayat diyebilirseniz.Ancak o yaşadığı her şeye rağmen hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Bu yüzden kendini okuluna veriyor. İyi notlar alıp aktivitelere bol bol dahil oluyor. Ama buna rağmen çevresindeki herkes ona, o yokmuş davranıyor. 

Hayatı cehennemden beter. Ancak yine de tek bir iyi tarafı var. Sara. En yakın arkadaşı. Ayakta durmasına yardım eden sırdaşı.
Sonradan hayatına bir de Evan giriyor.Tüm kızların hayalindeki erkek. Ne diyebilirim ki. Çekici, komik, yakışıklı, iyi niyetli, yardımsever, eğlenceli... Ancak Evan, Emma'nın hayatında olması gereken doğru şey değil. En azından Emma öyle sanıyor. Daha fazla bilgi vermeye gerek yok sanırsam. Yürek burkan ve kendi hayatımıza bir kere daha şükretmemizi sağlayan müthiş bir kitap.

Ancak kitabın sonu... Beni ağlattı diyebilirim. Çok ama çok büyük bir Cliffhanger (bilmeyenler için; sonu tam belli olmayan ve seni ikinci kitabı okumaya zorunlu bırakan kitap sonları) ile bitiyor.

Tek yapacağınız şey bu kitabı gidip almanız ve hemen okumanız. Türkiyede nerelerde var tam bilmiyorum ancak remzi de olduğundan eminim. Ya da sadece internetten sipariş edin. 
İyi okumalar!

MAYBE SOMEDAY / Kitap Yorumu

Gönderen Unknown zaman: 04:15 0 yorum

Colleeen Hoover'a yeterice aşık olduğumu sanıyordum ancak bu kitapta ona olan aşkım resmileşti diyebilirim!!


Nasıl yapıyor bunu hala inanamıyorum. Her kitapta farklı bir "book boyfriend", farklı bir konu, farklı bir aşk hikayesi... İnanın bana daha önce hiç bunun gibi bir kitap okumadım. Ve ne kadar mutlu olduğumu anlatamam çünkü bu kitabın yorumunu yazan ilk türk olacağım galiba :)) Çünkü kitap birkaç ün önce çıktı ve ben de bir günde bitirdim.


Konusuna gelirsek, spoiler vermek istemiyorum... off! Çünkü yazarımız akıllılık edip kitabın arka sayfasında  pek spoiler vermemiş. Bu yüzden heyecanınızı mahvetmek istemem. Genel olarak konusu Sydney ve Ridge'in etrafında dönüyor. He bir de Maggie. 
"Having her so close feels as though we’ve created our own personal space and nothing from outside our world can make its way in, and nothing from inside our world can make its way out."
Sakın sinirlenmeyin ama sanırım ortada bir love-triangle söz konusu ancak daha önce okuduklarınızdan değil. Ortada bir aldatma yok. Yani en azından hareketlere yansımıyor. Hiç bir karaktere sinir olamıyorsunuz çünkü suçlayacak biri yok. 

 

Slammed'de slamler vardı. Bunda ise şarkı sözleri. Böylece Colleen, kitabı diğer kitaplardan çok daha özel ve içten kılmayı başarmış oluyor. Ridge ve Sydney'i birbirine bağlayan şey başta müziğe olan tutkuları. Daha sonra ise Sydney'in ona şarkı sözü yazmaya yardım etmeye başlaması. Daha sonra ise aralarında yavaş ama temkinli bir şekilde büyüyen bağları. (NOT:Şarkıları indirip dinleyebilirsiniz)

Şarkı sözleri büyüleyici inanın bana. (Kitaptaki cümlelerin yarısı higlightlı:))

 You turn to me
I turn away
Hurts to see you
every day
Smell your perfume
on my bed
Thoughts of you 
invade my head
Truths are written,
never said.

Kalbinizde bir yumru hissedersiniz ya, işte o bana bu kitabı okurken biraz fazla oldu. Gözümden yaş gelmedi ancak tuhaf şeyler hissediyordum. (işte bu da Colleen'in bendeki yan etkileri) Bilemiyorum artık Colleen'i daha nasıl övebilirim. Ama o bunu hak ediyor. Bu yüzden okuyun. Memnun kalın. Ve başkalarına tavsiye edin. Onu bütün dünyayla paylaşın.

POINT OF RETREAT / Kitap Yorumu

Gönderen Unknown zaman: 03:31 0 yorum



Mükemmel slam'ler ve Will Cooper...

Sadece ama sadece yeterliydi benim bu kitabı okumam için ama Colleen bana yine çok daha fazlası sundu. Nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Bu kitabı çok uzun süre önce okudum -iki defa-. Bu yorumu yazabilmem için önce iyice sindirmem gerekiyordu. Bu yüzden bekledim sanırım. ( tabi bir de üşengeçliğim tuttu son zamanlar) Sayfalar ilerledikçe hem kendimi kitabın büyüsü altında buldum hem de üzüldüm. Çünkü biliyordum ki sayfalar ilerledikçe Will, Layken ve slamlerle geçireceğim zaman azalıyordu.


Daha önceki yorumumu okumamış olanlar için bu Slammed kitabının ikincisi. (yorumunu blogumda bulabilirsiniz) Point of Retreat'e yeni birkaç karakter geliyor. Kierstin ve annesi. Tüm kitap boyunca bu ikisi beni güldürdü, bunu dürüstçe söyleyebilirim. o kadar hayat dolu ve neşeli insanlar ki... Tabi tuhaflıklarını atlamadan da edemicem. I butterflying love them!! (okuyanlar anlar :))

Will ve Layken, kardeşlerine yaptıkları evebeynlikle daha fazla karşı karşıya kalmak zorundalar bu kitapta maalesef. Maalesef diyorum ama kitapta öyle sahneler var ki  gülmekten gözümden yaşlar geldi. 


Anlatmak istemiyorum. Okuyun istiyorum :)) 

Son kitaba bir bu kadar daha yaklaştık :( Ciddiyim okuyun pişman olmayacaksınız. Olursanız suçlusu benim ve her türlü yorumu bekliyorum. 
İyi okumalar !


“Sometimes things happen in life that you didn't plan for. All you can do is suck it up and start mapping out a new plan.”
 

Once Upon A Time Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review